9 Aralık 2009 Çarşamba

''Hadi Kan, Korku, Vahşet ve Vampir-Kurtadam Savaşı Üstüne Aşk Perdesini Örtelim, Belki O zaman Bir Boka Benzeriz'' Filmi: Twilight...

Twilight saçmalığından nefret ediyorum.
Ama Edward malı yüzünden veya ergen aşık rollerinden falan tribe girmiyorum. Nefret etmemin sebebi kitabın barındırdığı gerizekalı bilgiler. Daha doğrusu bir konuyu olağanüstü çarpıtmaları, değiştirmeleri sonucunda ortaya çıkan bilgi eksikliği...

Her ne kadar ağırlıklı olarak bir aşk romanı görüntüsü verse de bu bir vampir kitabı. Evet bir vampir kitabı, hem de geleneği bozmayarak içine kurtadamlar da serpiştirilmiş bir vampir kitabı. Ama vampirlerle alakalı herşeyi yakıp yıkan bir içeriğe sahip, ki benim de canımı sıkan konu bu.

Vampirlerin güneşe çıkamaması durumu bir yana dursun, adamlar güneşte parlayan vampir yapmışlar lan? Oha derim, ne yapıyorsunuz oğlum siz??!! Kitabın yazarına demek lazım asıl ''mal mısın'' diye... Ama filmi daha çok göz önünde bulunduğundan ben filme yönelik konuşuyorum.


Hadi tamam bunu göz ardı ettiniz. Peki kurtadam dediğiniz embesillerin bırak kurtadamı, hatta bırak kurtu, direk köpek formuna geçmesine ne demeli? Dört ayak üstünde, hırlamaktan başka bir bok yapmayan köpekler... Dalga geçiyor olmalısınız. Lütfen ama...
Hırlamak diyince, vampirlerin(!) karşılaşınca birbirlerine dişlerini gösterip bolca ''kııhhh'' ve ''hweehh'' sesleri çıkarmaları da ayrı bir saçmalık. Hem de gün ışığında, lanet olsun (bak bu konuya tekrar değindim farkındaysan).


Filmin (ve doğal olarak kitabın) canımı sıkmasının sebeplerinden bazı örnekler bunlar işte. Vampir myth'lerinin içine sıçıp bırakan bir yapım. Etrafımdaki bazı insanlar bunu kafaya takmıyor, değişik yönlerden ele alınmasını destekliyor falan. Ama ben karşıyım arkadaşım, bokunu çıkarmanın ne gereği var. Adam gibi vampir işlesinler, ne bok yerlerse yesinler yani...

Benim umrumda olan sadece bu. Bunu bozmasınlar da, isterlerse pembe dizi yapsınlar.
Hatta isterlerse Bella'yla 4 Kurtadam 2 Vampir Orgy yapsın, umrumda değil.
(aslında böyle olursa umrumda olabilir be... )

28 Kasım 2009 Cumartesi

Ugg Giyen Kızlara Saydırma Sendromu


Ekşi Sözlükte ve başka ''her-konuda-bir-lafımız-var'' ve ''ota-boka-muhalefetiz-biz'' platformlarında ortaya çıkan bu sendrom hakkında hakkında yaklaşık 50 satırlık bir yazı yazmıştım ama bi küfür sallayarak silmiş bulundum.

Dağılın lan...
(ama bir yazımda ağzınıza sıçıcam götoş sözlükçüler, hepiniz değil tabi ugg'cı baağyanlarımıza laf edenler. tamam ben de sevmiyorum da bir adabı var .mına koyim)

25 Kasım 2009 Çarşamba

Uçan Timsahın Kuyruğundaki Elmasın Peşinde Koşan Indiana Jones'un Koruyucu Meleğinin Katiliyim Ulan!!!

Birçok kişi beni hayal dünyasında yaşamakla suçlar.

Okuduğum kitapların veya izlediğim filmlerin yanı sıra bilgisayarda geçirdiğim sürenin uzunluğundan ve oynadığım oyunlardan falan bahsederler. Hatta ileri gidip dünyayla yakında ilişkimi keseceğimi, siber alemde biriyle evlenip 1'ler ve 0'lardan oluşan çocuklarımı seveceğimi falan söylerler. Aslında söylemezler de, ben öyle düşündüklerini tahmin ediyorum.

Ne olmuş ki bunlarla ilgileniyorsam? Nedir yani bilim kugu ve fantastik kurguyla ilgilenmemin getirdiği sonuç? Peşinizde kılıç kalkan dolaşmıyorum sonuçta, veya sizi zombi haline getirmeme yardım edecek bir alet falan da taşımıyorum... (Ha olsa güzel olur, ama malesef yok)

Acayip olan konu şu; bu gibi uğraşların genellikle insanları asosyalliğe ittiği gerçeği sürülüyor önümüze. Ancak benim kadar sosyal yaşantısı aktif bir asosyale söylenecek söz değil bu. Öküz gibi gezerim tozarım, okuduğum bölümün kaçınılmaz getirisi olarak siyasetle de ilgilenirim, aşık da olurum, yiyip içerim de, kavga da ederim, dağa da tırmanırım -yok bu saçma oldu- ama yaparım işte bişeyler...

Benim merak ettiğim konu ise; beni bu şekilde saçmalayarak suçlayan kişilerin daha saçma şeyler yapıyor olmaları. Yani demek istediğim; ''büyümek'', ''olgunlaşmak'' söz konusu olduğunda kendi yaptıkları dingillikleri göz önünde bulundurmuyorlar ya, ona gıcık oluyorum. Eğer büyüyüp olgunlaşmak onların yaptığı embesillikleri taklit etmeme sebep olacaksa ben 50 yaşında da, 70 yaşında da, eğer görürsem 100 yaşında da böyle kalıcam, göt olucaksın.

Gelip bir de saçma sapan, manasız bir laf söylüyorlar; ''furkan sen çok fantastiksin''...E o zaman sen de çok malsın...
Oldu mu? Olmadı...

21 Kasım 2009 Cumartesi

Kopan Film Şeridini Bali'yle Yapıştırmak

Hani bir geyik vardır ya, ''ölüm tehlikesi geçiren insanların hayatları film şeridi gibi gözlerinin önünden geçer'' falan diye. Ben bunun doğru olduğuna inanıyorum. Ancak bunu herhangi bir dini olaya falan bağlama gibi bir düşünceye de karşıyım.

Bence tamamen ''hassiktir ölüyorum ne bok yiycem lan şimdi'' şeklinden düşünen kişinin beyninin ''Ne bok yiyeceği'' konusunda fikir edinebilmek amacıyla eski hatıralara bakma ve bu bakış sonucunda bir çıkış yolu bulma çabası olarak tanımlıyorum. Ancak bu sadece ölüme yaklaşınca başına geliyorsa bir insanın, o insan maldır. Evet maldır. Neden mi? Şöyle...

Şimdi arkadaşım sen oturup hayatın konusunda bazı şeyleri oturup etraflıca tartmıyor ve kendinle tartışmıyorsan, o ''hassiktir'' duygusunu yaşadığın zaman şaşırıp bir ''hassiktir'' daha çekmeye mahkumsun. Bak ben ne güzel oturup düşünüyorum. Yaptığım tüm embesillikleri kafamın bir köşesine yazıyorum ve bunları tekrar yapmamak için nasıl bir yol izlemeliyim diye düşünüyorum. Ha izliyor muyum? Belki biraz, ama sonuçta yine aynı hatayı yapıyorum. Dersen ki ''ben de yapıcam aynı hatayı o zaman niye düşüneyim oturup'', ben de derim ki; sen ben misin lan it?! Düşün diyorsam düşün, bir bildiğimiz var da konuşuyoruz.

Neden bu konu hakkında yazıyorum? Kendimle alakasız, yaptıklarımla alakasız bir konu sonuçta. Ya da bu konu hakkında neden bu kadar aggroluyorum?
Geçtiğimiz birkaç gün içinde üst üste ölüm haberleri aldım çünkü. (Tekrar buradan başsağlığı diliyorum yakınlarına- Yardım edebileceğim bir şey varsa her zaman hazırım oğlum bak). Ve bu haberler ardından ben de üzüldüm elbette. Yakından tanımasam da hayatını kaybedenleri, tanıdığım kişilerin kayıpları beni de üzüyor, çünkü sevdiğim insanların üzülmesi beni de etkiliyor.

Uzun lafın kısası, adam olun ve hayatı, geçmiş ve gelecek kavramlarını boşvermeyin. Çünkü aynı futbol gibi, son dakikalarda yenen golün telafisi zor oluyor.Bu nedenle bu konu hakkında düşünmeye sevk ediyorum sizi.
sevk ol, sevk ol, sevk ol

29 Ekim 2009 Perşembe

Bi blog vardı canı sıkılan...

Çok ama çok uzun zamandır yazmamışım bloga. Kendimden çok utanıyorum, öyle böyle değil. Blogun aktifliği umrumda değil ama unutkanlığımın boku çıkmış ona yanıyorum. O kadar uğraş, yazı yaz bilmem ne... sonra unut, olacak iş mi?

Ama hayatımda bayağı bir değişiklik olmuş. Onu farkettim ben...

Öncelikle dersleri çok fena boşlamışım, 2 hafta derse girmemişim. Gerçekten çok fena olmuş benim halim. Vizelerden ümidi kestim de, finale kadar toparlamam lazım kendimi... Bir çözüm yolu bilen varsa aşağı çiziktiriversin gari...

Eğlenceye fazla mı kaptırdım kendimi ne? Çok tembelim çok. Yani bir süredir tembelim. Biraz da hastaydım zaten o da tuz biber oldu üstüne. Bütün boklar beni buldu zaten, ruhsal çöküntü falan yaşadım (ohaa abartıya geel..)

Neyse bu kadar yeter, sadece tekrar yazmaya başlasam yeter değil mi?

Bu arada Heroes 3 kapışan???


en alta bir not: ülke olarak zor dönemlerden geçiyoruz. ergenekon yalanı, açılım zırvalığı, iç-dış borçlar, emperyalizm ve bir dolu tehditin pençesi altındaki ülkemizde bir 29 ekim daha geldi. güçlü olmasını bilelim. herkesin cumhuriyet bayramı kutlu olsun.

16 Ağustos 2009 Pazar

Gelecekte Dünya Bok Gibi Bir Yer Olacak!!!

Jetgilleri hatırlarsınız değil mi. Birçoğumuzun çocukluğunda (hatta benim gibilerin hala) vazgeçilmez çizgifilmlerinden olan bu güzide fütüristik aile hepimizde bir sürü duygular uyandırmıştı. Dünyanın ileride öyle bir hal alacağını hayal ettik durduk. İşte çantanın uzay mekiğine dönüşmesi, uzaylıların gelmesi, zimberetrilyon kilometre uzaktaki bir gezegende tatil yapmak vs. vs.

Sonra bir sürü film izledik uzay çağına, gelecekteki yaşantı modellerine dair. Hatta birçoğu 70'li 80'li yıllarda çekilen ve 9 yıl öncesini, 2000 yılını (ve sonrasını) konu alan filmerdi. İşte o filmlerde de az çok Jetgiller'le aynı şeyler vardı. İşte teknoloji azmış, insanlar herbir şeyi adam gibi kullanıyor falan. Allahın hayalgücü hormonlu malları sizi... Durum böyle olunca ben de bir söz söylemek istiyorum: ''hassktr lan ordan''

Kardeşim bir defa benim vazgeçilmezlerim var.
Ben hap yutmak istemiyorum lan her öğün. Ağzımı doldura doldura, şapırt şupurt ses çıkara çıkara, öküz gibi yemek yemek istiyorum. Keş miyim ben hap hap hap... Fitil yapsaydınız bi de utanmadan. He eşekler sizi?

Neymiş okula işe uçarak gidecekmişiz. Zaten obezite diye bir bela var, dengesiz beslenme yüzünden şişiyor herkes. Ayı gibi olan ABD halkına bir de bu jatpack gibi aletleri ver bak ne hale geliyorlar. Oğlum azıcık yürüyün lan bişey yapın hayvanlar sizi. Zaten size verilen jatpack'in havalanması için nükleer güçle çalışması lazım (hohaha).
Zaten çıkarsa da konuşucam yetkililerle falan, yollamasınlar Türkiye'ye. Zaten trafik kazalarında bir sürü insan ölüyor (nasıl beceriyorlar anlamıyorum) bir de gükyüzünde çarpışıp durmayalım.

Bir başka olay da robotların hayatımızda çok büyük yer tutmaya başlaması ve buna dair girişimler. Hatta japon bir firma cinsellik için kullanılabilecek bayan ve erkek robotlar yapmaya çalışıyormuş falan.
Oğlum sapık mısınız siz? Yoksa abazanlıktan ölüyor musunuz? Nesiniz siz nasıl bişeysiniz ya?

Hayır o kadar manyaklaştıysan git bir şişme kadın al bir vibrator al ne bileyim. Niye böyle saçma arayışlar içindesin. Seks bu kadar tırtlattırır mı bir grup manyak bilimadamını. Manyak bilimadamısın işte. Manyak bilimadamı ne yapar? Dünyayı ele geçirmeye çalışır. Ha diyorsan ki ben cinsellikle dünyayı ele geçireceğim, o zaman iki kat allah belanı versin derim.

Her şeyi yazamayacağım, çok uzun olur ben bile okumam. Ama bilimkurgu denince akla gelen her olay bana ters arkadaşım. Herşeyi severek okurum, dinlerim, izlerim bilimkurgu ile ilgili, ama süper güçlerim olma isteğinin dışında hiçbirinin olmasını istemem.

Greenpeace'ci veya hippi falan değilim, ama sanayileşme ve benzeri embesilliklerle Dünyanın ağzına sıçtık. Azıcık kendimize gelmemiz lazım.

Hadi öptüm...
Ciuuv ciuv (ışın sesi)

9 Temmuz 2009 Perşembe

Kişisel bok No:1

Bu yazı biraz ciddi olacak, taşak şeyler yazmaya alıştım ama bilmiyorum bu sefer içimden gelen psikopat düşüncelerimi yazmak istedim...